DEİK Başkanı Olpak’a İTÜ tarafından “fahri doktora” unvanı verildi
Dış Ekonomik İlişkiler Heyeti (DEİK) Başkanı Nail Olpak’a İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından fahri doktora unvanı verildi.
İTÜ Senatosu’nun aldığı karar sonucunda DEİK Başkanı Olpak’a verilen fahri doktora diploması için İTÜ Ayazağa Kampüsü’nde tören düzenlendi.
Törende konuşan Olpak, “Kardeşlerim ve benim de söylediğimiz gibi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun olmak ve bugün böyle ödüllendirilmek çok özel.” söz konusu.
Eğitim hayatının ilk yılları hakkında bilgi veren Olpak, Nazilli Sümer Ortaokulu ve Aydın Lisesi’ni parasız yatılı olarak okuduğunu ve 1977 yılında mezun olduğunu belirtti.
Lise ve üniversite yıllarına değinen Olpak, sözlerine şöyle devam etti:
“O dönemde Türkiye’de sadece 1 Fen Lisesi vardı. 9 Tatil Fen Lisesi açıldı. Aydın Lisesi de bunlardan biriydi. Hayalim mühendis olup İTÜ’de okumaktı. Başvuru şartlarına göre Deneme Fen Lisesi ve İTÜ’de sistem şu şekildeydi: İlk yıl temel dersleri aldım, ikinci yıl notlarınıza ve tercihinize göre fen veya sosyal bilimler okuyordunuz, üçüncü yılda ise ikiye bölündünüz. matematik ve doğa bilimleri.İTÜ tercihi için önce fen bilimleri bölümünü, sonra matematik bölümünü seçmeniz gerekiyordu.Liseye girdiğimde planım hazırdı, İTÜ’de okuyacaktım.Hedefime ulaştım,yaptım. üniversite tercihlerim. “Ben yaptım. 18 tercihimin ilk 14’ü İTÜ oldu. O dönemde Ocak ayında tercihinizi yaptınız, Haziran ayında sınava girdiniz, Ağustos ayında ise sonucu mail yoluyla öğrendiniz.”
“İTÜ mezunu makine mühendisi olmaktan onur duyuyorum”
Nail Olpak, Burdur’un yayla köyü İbecik’te sadece perşembe günleri mektup dağıtan postacıdan zarfı aldığında aklındaki tek şey “Acaba hangi bölümü kazandım?” oldu. diye bir soru olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Çok şükür aranızda İTÜ mezunu makine mühendisi olma şerefine sahibim. Hedefime ulaşamadım, yüksek lisansımı üniversitemizde yapmak istiyordum ama sınav günü kapıyı açmakta bile zorlanıyordum. yaz gribi nedeniyle gözlerim doldu, vakit kaybetmemek için Yıldız Teknik Üniversitesi’nde dileğimi yerine getirdim, geriye dönüp bakıyorum. Yıl 1977. Anarşinin sokaklarda kol gezdiği dönem. Rahmetli annem ve babam televizyon izliyorlardı. ‘Çok şükür oğlumuz bugün öldürülenler arasında değil’ dedi. “Sınıf arkadaşım Mustafa’nın güpegündüz tek kurşunla bizi terk ettiği günler.”
Olpak, 1977’de girenlerin bir dönem okuduktan sonra bir yıllığına evlerine gönderildiklerini belirterek, “Anadolulu bir genç bu durumda ne yapar, evine dön. Ben de bunu yapacaktım ama İngilizce kursuna başladım. Elbette İngilizce bilmemenin acısını çeken profesyonel bir büyüğün baskısıyla.” ” dedi.
“Analitik düşünmeyi ve yaşamayı seven biriyim”
DEİK Başkanı Olpak, gençliğinden itibaren kendine baktığında analitik düşünmeyi ve yaşamayı seven, değerlerini korumaya çalışan, yaşadığı topluma faydalı olmayı amaç edinen ve bundan keyif alan birini gördüğünü söyledi.
Ailesinin hayatında çok özel bir yere sahip olduğunu belirten Olpak, “Benim de ilkelerim var. Evde iş konuşmamaya özen gösteriyorum. Mecbur kalırsam kısa ve detaya girmeden konuşmaya özen gösteriyorum. Evimizin huzurunu bozarız.” söz konusu.
Olpak, ailesini ilgilendiren konularda kararları eşi ve iki oğluyla birlikte aldıklarını söyledi. Aile şirketlerinin başarısızlıklarına bakıldığında yeterli tecrübeye sahip olmayan ikinci kuşağın hemen üst pozisyonlara geçerek “patron” rolünü erkenden üstlendiğini gördüğümüzü ifade eden Olpak, “Diğer iki sorun kurumsallaşma ve katılımdır.” dedi.
Nail Olpak, “Eskiden doğru yönetim derdik, şimdi yönetim diyoruz, yeterli yönetimin de kuralları var. Grubunuzla iyi istişare edeceksiniz, her fikri dinlemeye açık olacaksınız ve teşvik edeceksiniz.” dedi.
DEİK hakkında bilgi verdi
Nail Olpak, DEİK hakkında bilgiler vererek konuşmasına şöyle devam etti:
“Görev tanımı Türk iş dünyasının dış ekonomik çıkarlarını koordine etmek olan Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi. Hem üyelik aidatlarıyla faaliyet gösteren, kamu kaynakları kullanmayan bir STK, hem de kamu ve özel dairenin orta yüzüdür. Ticaret Bakanlığımızla birlikte çalışan, 1985 yılında Özal’ın son döneminde kurulmuş, 2014 yılında Cumhurbaşkanımız tarafından yeniden yapılandırılan, ülkeler arası iş kurullarıyla çalışan bir iş insanları kuruluşudur.
ABD’den Macaristan’a, Senegal’den Kanada’ya kadar 152 İş Kurulumuz var. İhracat ve yabancı yatırım, müteahhitlik, turizm ve ithalat, uluslararası sermaye ve Türk Diasporası misyon alanımız içerisindedir. 132 ülkeden 3.200 diaspora temsilcisiyle İstanbul Kongremizdeyiz, ertesi gün Yatırım Konferansımız için New York’tayız. Bir sabah Katar’dayız, ertesi gün Avusturya Başbakanımız ve iş insanlarımızla Ankara’dayız. “Bir gün Japonya İş Konseyi ve Kaiderran toplantımız için İzmir’deyiz, ertesi gün 43 ülkeden 4 bin iş insanını ağırladığımız Afrika Ekonomik Forumumuz için İstanbul’dayız ve bugün de ödül için buradayız. Ekibimle birlikte yaptığımız çalışma.”
Hayallerindeki üniversite olan ve mezun olduğu İTÜ tarafından fahri doktora unvanına layık görülmenin çok anlamlı olduğunu belirten Olpak, “Daha önce iki farklı üniversite beni benzer şekilde gururlandırmıştı, minnettarım ama bu benim üniversitemden. Hayatım boyunca sayısız plaket, ödül ve hediye aldım, bu çok gurur verici.” “Birçok adres aldım. Hepsine minnettarım.” söz konusu.
“İTÜ’nün 250. yılını kutlamak bizim için çok değerli”
İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu da İTÜ’nün 2,5 yüzyıllık bir yolculuğu ve değerlerinin olduğunu 2023 yılında tüm İTÜ ailesine hissettirmeye çalıştıklarını kaydetti.
Koyuncu, “1773’ten 2023’e uzanan bu kültürü tüm İTÜ öğrencilerine ve İTÜ sevdalılarına nesilden nesile aktarabilmek istiyoruz. Dolayısıyla bu yıl, Cumhuriyetimizin 100’üncü, Cumhuriyetimizin 250’nci yıl dönümünü kutlayan çifte bayramdır. Aynı zamanda İTÜ. Bizim için de çok değerli.” .” Şöyle konuştu: