Geçmişi Lidyalılar’a kadar uzanan telkari ve kazaziye sanatını İZMİR’deki Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda icra eden 55 yaşındaki Remziye Fazilet, kadim sanatları gelecek nesillere aktarmak için çalışmalarını sürdürüyor. İki kız çocuğu annesi olan Fazilet, başarı öyküsüyle kadınlara da rol model oluyor.
İzmir’de yaşayan Remziye Erdem, geçmişi Lidyalılara kadar uzanan yaklaşık 5000 yıllık telkari ve kazaziye sanatlarını sürdürmektedir. Antik sanatların klasik örneklerini üretmenin yanı sıra özgün bir bakış açısıyla yeniden yorumluyor. Şu anda sadece Türkiye’de yapılan el sanatlarının İzmir’deki tek sanatçısı olan Erdem, Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı unvanını da taşıyor. İki kız çocuğu annesi olan Erdem, başarı öyküsüyle kadınlara rol model oldu. İlk çocuğunun hastalığı nedeniyle uzun yıllar iş hayatından uzak kalan Erdem, çocuğuna evde baktı ve Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nü açık açık bitirdi. İlk çocuğunu küçük yaşta kaybeden Fazilet, hayata tutunma arayışı içinde halk eğitim kurslarına gitti. Halk Eğitim Merkezi’nde kursiyer olarak başlayan Fazilet, bire bir kurumda kurs eğitmeni olarak devam etti. Kişisel gelişimini ihmal etmeyen Fazilet, kızlarının üniversiteye girmesiyle önce Dokuz Eylül Üniversitesi Takı ve Takı Tasarımı Bölümünü kazanarak mezun olmuş, ardından açık öğretimden İşletme Bölümünü tamamlamıştır. 15 yıldır halk eğitim merkezlerinde eğitim veren Fazilet, bu yılın başında Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda açtığı butik dükkanda 5 asırlık el sanatını icra etmek ve gelecek nesillere aktarmak için çalışmalarını sürdürüyor.
EĞİTİMİ DURDURMADI
İlk çocuğunun rahatsızlığı nedeniyle uzun yıllar iş hayatından uzak kalmak zorunda kaldığını belirten Remziye Fazilet, bu dönemde kendini geliştirmeyi de ihmal etmediğini söyledi. Bu süreçte zamanı iyi değerlendirmek adına kamu yönetimi eğitimini tamamladığını anlatan Fazilet, “Ardından büyük oğlum vefat etti. Kişisel gelişimimi ihmal etmemek için kursa kayıt oldum. hocamızın isteği üzerine dekoratif resim kursu vererek çalışma hayatıma başladım.Mesleğinde ilerlemek için diploma alınması gerektiğine inandığım için takı, takı tasarımı ve doğal taşlar ilgimi çeken kısımlardı.Çalışmalarıma devam ettim. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde takı ve takı tasarımı okuyarak bu bölümde çocuklarımla birebir okuma sürecim devam etti, “Ben bu dönemde kızlarımla büyüdüm” dedi.
5.000 YILLIK EL SANATINDA KENDİNİ GELİŞTİRDİ
Telkari ve kazaziye sanatına yöneliş sürecini aktaran Fazilet, Dokuz Eylül Üniversitesi Takı ve Takı Tasarımı bölümünden mezun olduktan sonra klasik sanatları araştırdığını söyledi. Osmanlı dönemini anlatan dizilerde görülen telkari ve kazaziye sanatı örnekleriyle bu yönde bir ilgi olduğunu belirten Fazilet, Kazaziye sanatının dünyada sadece ülkemizde uygulanan bir takı tekniği ve el sanatı olduğunu söyledi. Bu anlamda tüm dünyada kazaziyenin ülkemizde de yapıldığını öğrenince işe kazaziyeden başladım. Bizim için çok değerli 5 bin yıllık bir el sanatı, yerel bir el sanatı. Kökeni Lidya uygarlığına kadar dayanmaktadır. Cumhuriyet dönemine kadar Anadolu’nun birçok yerinde icra edilen bu sanat daha sonra Trabzon’da 3 aile tarafından günümüze getirilmiştir. Bu sanatı İzmir’de daha geniş bir alana yaymak, yaşatmak ve yorumuyla bugünü yarınlara taşımak istiyoruz” dedi.
KADIN İŞLETMECİLİĞİ MECLİSİ’NİN TEMELLERİNDEN TOBB İZMİR FAYDALANDI
TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulu’nun temellerinden de yararlandığını belirten Fazilet, “Buca Halk Eğitim Merkezi iş birliğiyle merhum Işılay Saygın hanımların açtığı eğitim merkezinde 12 yıl misyonerlik yaptım. Çok güzel projeler yaptık.Işılay Saygın hanımların ürettiklerini satmaya çok istekliydi yanımızdaydı.Kursiyerlerimizle yaptığımız üretimleri bazı festival ve şenliklerde satma imkanımız oldu.Üye olmamı sağladı. İzmir Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı’nı İzmir Kadın Girişimciler Kurulu’na yönlendirdiğini ve burada aldığımız seminer ve eğitimlerin bireysel gelişimimizde ve bugünlere gelmemizde etkili olduğunu söyledi.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI SANATÇISI
Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı olma sürecinden de bahseden Remziye Fazilet, şunları söyledi:
Öğrenme sürecinde ustam Nurten Coşkun’du. Bu sanatın örnekleriyle, bana verdiği tüyolarla ve bilgiler doğrultusunda yönlendirmesiyle Ankara’ya gittim. Hem telkari hem kazaziye hem de somut olmayan kültürel mirasın taşıyıcısı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onurlandırıldım. 2006 yılında Buca Halk Eğitim Merkezi’nde başlayan çalışma hayatım 2021 yılında sona erdi. 2022 yılı itibari ile kendi dükkanımı işletiyorum. Burada klasik kuyumculuk teknikleri ve özel eğitimlerle çalışmalarımıza devam ediyoruz.
